29 Kasım 2013 Cuma

İkiz annesi olmak

Her annenin üzerindeki yük çok fazladır ama ikiz annesinin yükü çok daha ağır. Sayısal bir rakamla fikir vermek gerekirse bir ikiz annesi her seferinde kendisininki de dahil 60 parmağın  tırnağını keser.

24 Kasım 2013 Pazar

Çiçekli'de bir sonbahar günü

Hafta içi bizim ikizler zaten eve kapanıyorlar . En azından hafta sonu doğaya çıkartalım dedik. Artık kapalı ve her an yağacak gibi duruyordu ama biz kendimizi dışarıya atabildik.
Evinize 5 km uzaklıkta bir bahçemiz olduğu için çok şanslıyız ve bunun için anne babalarımıza minnettarız. Çocuklar bahçede doyasıya koşturup zıplayıp, düşüp kalktıkları için çok mutlu oluyorlar.
Bahçenin kenarında yazın kuruyan cılız bir dere var. Çınar ağaçlarının kapatıp büyük bir salon haline getirdiği dere bizim için saklı bir cennet.
Yeni yağmur yağdığı için bahçe çamurlu olduğundan bizimkiler düşe kalka dereye yürüdüler. Derede kuru yapraklarla oynadılar. İçi çınar yaprakları dolu su birikintisine taş attılar. Taşın sudaki sesi ve oluşan halkalar çok dikkatlerini çekti.
Hayali bir ateş yaktılar ve ellerindeki çubukla hayali etleri pişirip bize ikram ettiler.
Ayakkabılarına yapışan çamura rağmen düşe kalka geri döndük.
Doğanın sağladığı huzuru ve mutluluğu hiç bir oyuncak sağlamıyor.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Yürümek ve yorulmak

Bizim çocuklar bebek arabasına binmekten pek hoşlanmıyorlar. Haklılar tabiki bütün gün evde kalıyorlar ve sıkılıyorlar. Fiziksel aktiviteye ve keşif yapmaya ihiyaçları var. E haliyle bebek arabaları onlar için kısıtlayıcı.
Bizim taraftada bebek arabaları bir zorunluluk çünkü serbest dolaşabilen çocuğun markette alışveriş yaparken kontrolü çok zor oluyor. Her şeye atılıp kurcalamak istiyorlar. Ya da kendilerince bir oyun geliştirip bir dükkanın içinde koşmaya başlıyorlar.

Çocukları arabaya oturmanın yolunun onları iyice yormak olduğunu keşfettik. Yormanın en güzel yolu da onlarla beraber yürütmek ama kucağa alma seçenekleri olmadan. Kucağa almak gittikçe ağırlaşan çocuklar için zor hem de onlar için kolaya kaçış yolu. 

Bir şey yapmadan önce dayanabilecekleri kadar yürüyüş planlıyoruz. Yürüyüşü biz de sevdiğimizden bu iki taraflı eğlenceli bir durum. Yürüyüşün sonlarına doğru ayak sürmeye başlıyorlar ki anlıyoruz yoruldular. Ve itirazsız bebek arabalarına oturuyorlar. Ve şanslıysak da uykuya dalıyorlar.



17 Kasım 2013 Pazar

Kendim....

Bizimkiler konuşmaya başladıklarında ilk kullandığı kelimelerden birisi ilginç bir şekilde "kendim" oldu. Çocuklar doğuştan çılgınca bir özgüvenle doğuyorlar. Kendimizden ve etrafımızdan bildiğimiz gibi özgüven kaybı çocukların ilerideki hayatlarını Çok etkileyebiliyor.
Özgüven denince hemen risk de akla geliyor. Risk yapılan girişim sonucunda neleri ortaya koyabildiğimizdir. İşte meselenin en zor kısmıda burada. Çünkü risk değerlendirme potansiyeli çocuklarda yazıyla sıfır. Bu durumda cesaret gösteren onlar riski değerlendiren biz oluyoruz ama bu inanın çok zor birşey. Bir bakıma bıçak sırtı bir durum. Çocuğu bir taraftan deneyimlemesi için özgür bırakmak lazım diğer taraftanda başına bir iş gelmemesi için hep gözetmek ve olabilecekleri tahmin etmek. Biz onları biraz özgür bırakalım diye bir kaç ciddi tehlikeyi ucuz atlattık. Gerçekten  insanın kendisini riske atmasıyla çocuğunkini atması bambaşka birşey.
İngilizce'de çok sevdiğim bir ifade var: affordable risk. yani karşılığı ödenebilir bir nevi her zaman geri dönüşü olan risk.
Biz de "kendim" Ie başlayan aksiyonlarda böyle affordable risk alıp almadığına bakmaya çalışıyoruz.

15 Kasım 2013 Cuma

Bir yıllık ana-babalık deneyimi

Bütün dünyadaki insanlar olarak farklarımıza rağmen çocuk yetiştirmekte karşılaştıklarımız üç aşağı beş yukarı aynı. Çizer Grant Snider ilk senede yaşadıkları ana-baba deneyimlerini çok sade ve öz bir şekilde çizmiş. Bu çizimler sanırım bizimde yaşadıklarımızı özetliyor.

Bir zamanlar zararsız olarak düşünülen eşyalar artık  tehlike doludur.



İnsan yeni korkular geliştiriyor.


En güzeli de bu sanırım. Anne baba olarak bir yılın sonunda bir şey çok açık o da kendimin (me) biz (we) haline geldiği.


Grand Snider'ın Incidental comics sayfaları harika çizimlerle dolu.

5 Kasım 2013 Salı

Televizyona çıkcam

Bizim haylaz ikizler size televizyona çıkcam derse yanlış anlamayın. Her tatil sabahı bizim kızmamıza rağmen televizyonun önündeki kabine çıkıp üstündeki ıvır zıvırı aşağıya indirmeye bayılıyorlar. Uyarsak da ısrarla televizyona çıkcam diyorlar.