Çocuklar hafta içi zamanlarını anaokulunda çok az dışarı çıkarak geçiriyorlar malesef. Dışarıya çıkıp doğa içerisinde yaşamaları için en azından hafta sonları fırsat bulmalarını sağlamaya çalışıyoruz.
Eğer başka programımız yoksa tipik bir köy günü şöyle geçiyor. Kahvaltıyı evde yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra biraz çizgi film izliyorlar. Bize de biraz gazete okuyup çay keyfi yapma zamanı kalıyor. Öğleden sonra da evden çıkıp köye doğru yol alıyoruz. Bisikletleri arabanın arkasına atıyoruz.
Hava çok sıcak değilse çocuklar genelde ilk olarak bisiklete biniyorlar. Bahçenin içinde toprak yolda küçük yardımcı tekerlekler engel olduğu için trafiğin olmadığı parke döşeli bahçeye giden yola gidiyoruz.
Bahçede işler varsa çocuklar bazen bu işlere dahil oluyorlar. Bu hafta salatalık fidanlarını dikmede ve sulamalarında yardım ettiler.
Dede ve babaanneleri onlara bitkilerin dikimleri ile ilgili bilgiler verdiler. Bizim çocuklar salatalığın ağaçta yetişmediğini biliyorlar en azından. Bahçe ormanlık alana çok yakın olduğundan bu sene yaban domuzları tarafından talan edilmezse salatalıkları da kendileri toplayacaklar.
Haziran bizim bahçede kiraz zamanı. Bu sene çok daha fazla kiraz yedik bahçeden. Çocuklar ağaca çıkıp kendi elleri ile kiraz topladılar. Kiraz toplamanında kuralları var. Tane çekilmeyecek sapından döndürerek toplanacak.
Bahçede küçük sürprizlere de hazırlıklı olmak gerek. Can ve babaannesi küçük bir yavru kaplumbağa buldu. Onunla uzun bir süre oynadıktan sonra onu bahçeye saldık.
Yaz demek darı demek (Biz İzmir'liler mısıra darı deriz). Çimlere oturup hemen bir piknik ortamı yaratım babaannenin darılarını afiyetle yediler. Bu seneki darılar şeker gibi tatlı nedense.
Hep bahçe doğa ile zaman geçmiyor tabii ki. Arabada bir çanta da kağıtlar ve boya kalemleri var. Bir süre serbest resim yapıyoruz. Bir süre sonra bulduğumuz kozalar, dal, yaprak gibi nesnelerin resimleri de yapacaklar.
Hava serinlemeye başlayınca orman yürüyüşümüz başlıyor. Ağaçların arasından geçtiğimiz zaman zaman duruma ve zamana göre değiştirdiğimiz bir parkurumuz var. Bununla ilgili daha önce burada ve burada yazmıştık.
Çocuklar bu sene çalıların altlarından geçmeyi, otların arasında yürümeyi öğrendiler. Her yürüyüşte daha az yoruluyorlar. Yürüyüşlerde ilginç bir şeyler bulup durup incelemeye çalışıyoruz.
Bir bahçe, köy ve orman içinde geçirdiğimiz tipik bir gün bitiyor. Eve vardıklarında yemek yedikten sonra banyo yapıp yatıyorlar hemen. Araba da onları eğlendirecek uçurtma, top, frizbi, kum oyuncakları da var. Bazen kumla da oynuyorlar.
Eylül'de deniz mevsiminin bitiminden beri hemen hemen her hafta sonu köye gittik. Soğuk havalarda dahi çocuklar açık havaya çıktılar. Bu sene geçen seneye göre çok daha az hasta oldular. Alerjilere karşı da daha dayanıklı olduklarını düşünüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder