1 Aralık 2011 Perşembe

Uyku düzeni - 6. Aydan itibaren yaşananlar


Bebek sahibi olmadan önce yabancı filmlerde ve dizilerde bebekleri bir odaya bırakıp anne babaların kendi odalarına gittiğini ve bebeklerin ağlaya ağlaya uyuduğunu çok görmüştük. Bu yöntemi biz de denemek istiyorduk bunun için biraz araştırma yapınca bu uygulama için bebeğin 6 ayını doldurmasının gerekli olduğunu öğrendik. Burada amaç ani bebek ölümü sendromu nun (SIDS) 6. aydan sonra oldukça azalması dolayısıyla  bebeğin dönmeye ve daha fazla hareket kabiliyeti kazanmasını  beklemekti.




Bu yöntemin adı “Ferber Metodu” olarak geçiyor biz teorik olarak bilgilenmiştik ama yine de doktorumuzun fikrini almadan uygulamayalım dedik nede olsa  prematüre bebeklerimiz vardı ve bebeklerimiz 2 yaşını dolduruncaya kadar bazı kritik konularda düzeltilmiş yaş  hesabı yapılacaktı.

    Düzeltilmiş yaş: Prematüre bebeğin  doğmuş olduğu tarih yerine  doğması gereken tarihte doğduğunu referans alarak hesaplanan yaştır.

Doktorumuza  Ferber Metodunu uygulamak istediğimizi bu konuda ne düşündüğünü sorduk ( Kendisine gerçekten çok güveniyoruz, bebeklerimizin doğumu sırasında, yoğun bakımda kaldıkları dönemde ve sonraki kontrollerinde hep aynı doktora götürüyoruz). Doktorumuz bebeklerimiz 6 aylık olduğu için bu metodu uygulayabileceğimizi hatta odalarımızı da ayırmamızın iyi olacağını söyledi. Eğer başarırsanız siz rahat edersiniz ama dirayetli olmanız gerekiyor. Bir de şu hususlara dikkate almanızı öneririm dedi:
*  Bebeğin karnı tok olacak,
*  Altı temiz olacak,
*  Fizyolojik bir rahatsızlığı olmayacak.

Biz de doktorumuzun da onayını alarak uygulamaya karar verdik.

1.    Gün: Yatmadan önce mamalarını yedirerek karınlarını doyurup sonrasında altlarını temizleyip pijamalarını giydirdim. Bebişlermiz artık yatmaya hazırdı.  Hep birlikte  babamıza iyi geceler diledikten sonra  bebişleri beşiklerine yatırdım  her ikisine de iyi geceler dileyerek ışıklarını söndürüp odadan çıktım.
Buraya kadar herşey normaldi ama ben odadan çıkar çıkmaz kıyamet koptu
diyebilirim  ikisi de aynı anda ağlamaya başladılar. İşin zor kısmı başlamıştı.

Bebeklerin kendi  başlarına uyumaya alışmasında bebeklerin ağlamasına
katlanabilmek için sinirleriniz sağlam olması ve anne – baba olarak bu metodu
her ikinizin de uygulamakta kararlı olması gerekiyor. Zira iki  bebeğin hiç susmadan
yarım saat ağlamasına dayanmak gerçekten zor ama inanın imkansız değil. Bu arada
bebekleri her 5 dk da bir gidip kontrol ettik, emziklerini düşürdülerse verdik ve biraz
ellerini yada başlarını okşayıp sakinleştirmeye çalıştık ve yalnız olmadıkları mesajını
verdik.

İlk gün ağlama seansımız yarım saat sürdü bu sürenin sonunda bebeklerimiz
ağlamaktan yorgun düşüp uyuya kaldılar.


2.    Gün: Bu sefer tam olarak neyle karşılaşacağımızı biliyorduk. Bebişlerin beslenme, temizlik ve pijama giyme rutini tamamlandıktan sonra tekrar beşiklerini yatırıp beklemeye başladık. Bizim evimiz eski tip bir ev bu nedenle bebeklerin odasının kapısı salona açılıyor. Böylelikle  biz de bebek telsizine ihtiyaç duymadan çok rahat duyabiliyoruz seslerini. Bu gece de 5 er dakikalık aralıklarla gidip bebişleri kontrol edip emziklerini verip ayrıldık yanlarından.  Ağlama seansı yine yaklaşık yarım saat sürdü.

3.    Gün: Bu seferde yine rutin işlemleri yapıp bebişleri yatırdık ve takip ettik. Ancak bu gece kızımız Ada beşiğine yattıktan sonra ağlamak yerine kendi kendine oynamaya bağırmaya başladı. Can ise hiç hız kesmeden ağlama seansına devam ediyordu ve yine yaklaşık yarım saat uğraştı uykuya dalabilmek için.

4.    Gün: Bu sefer Ada yine ağlamadı yatağına yatırınca sanırım o alışmaya başladı işin komik yanı Can ağlarken Ada ya hiç takmayıp uykuya dalıyor ya da kendi kendine oyalanıyor. Can’ın da alışabilmesi için kontrol aralığımızı yavaş yavaş arttırıyoruz bu sefer 7 dk lık aralıklarla kontrol ediyoruz.

5.    Gün: Bebişler olayı kavramaya başlıyor. Ama bu gün sürpriz bir şey var bu uygulamaya başladıktan sonra ilk defa evimize misafir geldi. Neyse ki akşam oturmasına geldiklerinden onlar geldiğinde ben iki bebeği de doyurmuştum. Uyku saatleri gelince temizlik operasyonu ve pijama seansının ardından yine beşiklerine yatırıp odadan çıktım. Ben mutfakta çay servisi için hazırlanırken babaları da saate bakıp zamanı gelince onları kontrol ediyor. Misafirlerle birlikte babaannemiz de gelmişti o Can ağlar ağlamaz sen çayla ilgilen ben gidip bakayım dedi ama biz izin vermedik. Bu tür durumlarda karı kocanın aynı fikirde olması ve birlikte hareket etmesi çok önemli. Can’ın uyuma süresi yada ağlama seansı 20 dakikaya inmişti herşeyi başa sarmak istemiyorduk. 20 dakikanın sonunda Can’ın da uyumuş olduğunu görünce misafirlerimiz bize hayretle baktı ama galiba ben gaddar anne ilan edildim.

6.    Gün: Can da artık durumu kavramıştı aslında boşuna ağladığını anlıyordu ama yine de illa ağlama seansını kaçırmıyordu. Ancak ağlama süresi azalmaya devam ediyordu ki bu iyiye işaretti. Ada ise hiç ağlamadan oyanaya oynaya uyumaya başlamıştı. Aslında onun daha zor alışacağını düşünüyorduk ama öyle olmadı.

Ada çok gazlı bir bebekti ve ilk  4 ay kucağımdan hiç inmedi başka türlü uyutmamızın imkanı yoktu. 4. aydan sonra ise ayağa alıştıralım bari de en azından Ada’yı ayağımda sallarken Can’ı da pusette sallar yada yatırıp pışpışlayabilirim diye düşündüğümden ayakta uyutmaya başlamıştık. Bu nedenlerle Can daha kolay alışır Ada da zorlanırız derken tam tersi oldu.

7.    Gün: Can yatağına yattıktan sonra yine ağlamaya başladı, 6-7 dk ağladıktan sonra yanına gidip emziğini verip odadan ayrıldım ve sonrasında beklemeye başladım aradan biraz zaman geçti ama bebişlerin odasından hiç ses gelmiyordu ben de merak edip gittim ve çok güzel bir manzarayla karşılaştım Can uykuya dalmıştı Ada da uyumaya çalışıyordu kendi kendine.


Bu kritik haftayı atlattıktan sonra artık alışmıştık bebişleri yatırdıktan sonra Ada ağlamadan uykuya geçiyor Can ise mutlaka 5 – 10 dk ağlıyor sonrasında dalıyordu.
Can’ın ağlamadan uykuya geçmeyi öğrenebilmesi oldukça uzun sürdü yaklaşık 2 ay boyunca her gece ağlamaktan yorularak uyudu.

Ada ise son mamasını yedikten sonra uyumak istiyordu ve oyalaması zor oluyordu yatağına gitmeyince çok huysuzlanıyor ağlıyordu ama yatırmak için odalarına girdiğimiz anda sesini kesiyordu. Pijamalarını giyip yatağına yatırınca da bir o yana dönüyor bir bu yana dönüyor kendi kendine oynuyor sonrasında da ya yan yatıp ya yüzüstü yatarak sızıp  kalıyordu.

Biz bebekleri bu şekilde uyutmaya alıştıracağımızı söylediğimizde herkes yapamazsınız  diyordu ama insan bir hafta sabredince işler yoluna giriyormuş. Burda size tek tavsiyem bebek ağlayınca hemen su koyvermemenizdir. Bebeğinizin karnı tok, altı temiz ve bir rahatsızlığı yoksa sadece huysuzluktan ağlıyordur. Size önerim  onun yalnız olmadığını bilmesi için arasıra sizi görmesine izin verin ama ilk ağlamasında da hemen kucağınıza alıp ışıkları yakmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder